7 bölgeden 7 sonbahar rotası

07.10.2022 - 07.10.2024

Yazın kavurucu sıcakları ve yeşille bezeli doğa görüntüleri yerini hafifçe esen sonbahar rüzgarlarına ve sarı ile turuncunun her tonunu kapsayan renklerin eşlik ettiği yolculuklara bıraktı. Henüz havalar çok da soğumamışken tatil yapma düşüncesini hâlâ aklından çıkaramayanlara bu renklere eşlik etmeyi sağlayacak bir yolculuk önerimiz var! Hafta sonu LPG’li aracınıza atlayıp ya da belki de LPG’li bir araç kiralayıp bölgeniz için seçtiğimiz sonbahar rotasına doğru yola çıkabilirsiniz.

Yedigöller Milli Parkı

Yedi irili ufaklı gölden oluşan Yedigöller, 1.642 hektarlık bir alanı kapsıyor. Göllerin en büyüğü 25 metrekarelik alanıyla Büyükgöl. Onun 20 metre yakınında Deringöl, kuzeyinde ise tatlı bir serinlik sunan Seringöl bulunuyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlamaya gerek bırakmayan Kurugöl’ün görüntüsü, göllerden dip sızıntı yoluyla beslenen Nazlıgöl’ün özgünlüğü, sonbaharda yosun ve yaprak kaplı İncegölü, iç kısmında sazların bulunduğu Sazlıgölü’yle Yedigöller; sonbahar geldi mi ilgiyi üzerine toplamayı başaran heyecan dolu uğraklardan.

İğneada

Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesi; Karadeniz’e kıyısı olan köyleri, tatlı su gölleri, mevsimsel su basar ormanlarıyla sonbaharın kaçınılmaz uğraklarından biri. Burası, meşe ağaçlarının kokusuna akçaağaçların eşlik ettiği, turnaların sesinde kuğuların ritim tutturduğu eşsiz bir ekosistem. 8.000 yıllık varlığıyla sokakların ruhuna yön veren mimari çeşitliliği, beldenin simgesi haline gelen ve 1866’da bir Fransız mühendis tarafından inşa edilen deniz feneri, Sarpdere’si ve Sarpdere sınırları içinde bulunan Dupnisa Mağarası’yla keşfin ve dinleyecek hikayenin fazlasıyla bulunduğu duraklardan.

Kovada Gölü Milli Parkı

Eğirdir Gölü’nden bir kanal yoluyla beslenen masmavi bir cennet Kovada. 1970’de Milli Park ilan edilen Kovada Gölü, ününü envaiçeşit güzelliklere ev sahipliği yapmasından alıyor. Torosların en ıssız zirvelerinde 20 kilometreye kadar uzanan kıyısı, kıyı çevresini süsleyen yüzyıllık çınarları, meşe ağaçları, gölde salınan levrek balıkları ile ıstakozu, kuş sesleri arasında ritim tutan tabiatı ve sincap, tavşan, tilki, domuz gibi hayvanların ortalıkta cirit attığı Akdeniz’in en güzide noktalarından biri.

Kaz Dağları

Balıkesir ve Çanakkale arasında sıralanan zengin bir ekolojik alanın sahibi Kaz Dağları. Şelaleleri, orman manzaraları, nehirleri ve 800 farklı bitki türüyle dünyadaki oksijen yoğunluğunun en fazla olduğu yerlerden biri. Nemli ve temiz havasıyla ferahlamak, az uyuyup zinde kalmak isteyenler için pek çok doğal güzelliğe sahip. Ayrıca ufak ve şirin köyleri de bir başka özgünlüğe sahip.

Kapadokya

Çağlar boyunca farklı inançların, kültürlerin ve kavimlerin nefes aldığı Kapadokya, adeta bir açık hava müzesi. Bölgenin sınırları fiziksel olarak Aksaray, Nevşehir, Niğde, Kırşehir ve Kayseri’yle çiziliyor. Geniş bir alana yayılan birbirinden ilginç coğrafi oluşumların serüvenine, gökyüzünde dans şöleni sunan balonlarla eşlik edilebiliyor. Yer altı yaşamının diyarı olan bu bölgede; ilk insan yerleşimlerinin görüldüğü Paleolitik dönemden başlanarak tarih boyunca bölgede yaşam bulmuş tüm uygarlıkların kültürel izlerine ve geride bıraktıkları zenginliklere ulaşılabiliyor.

Arapgir

Malatya’nın çok kültürlü geçmişinin izlerini taşıyan Arapgir ilçesi, MÖ 1200’lü yıllara dayanan varlığıyla en az şehrin kendisi kadar eski. 2021’de Sakin Şehirler (Cittaslow) ağına katılan Arapgir, son zamanlarda gezginlerin daha fazla radarına giriyor. Gezginler, özenle korunan dokuların arkasında bambaşka kültürlerin izini sürüyor. Zamanın geriye sarıldığı Arapgir turunda 1800’lü yıllarda büyük bir işçilikle inşa edilen, dış cephesi moloz taşlarla döşenen Çarşı Hamam; Roma döneminde dağlık ve sarplık bir alana kurulan Arapgir Kalesi; aynı dönemde kurulmasına rağmen yıllara meydan okuyan Taş Köprü; 1850’de geniş bir alana dikilen iki katlı Millet Hanı tarihe ve kültüre açılan miraslardan.

Beyazsu

Midyat ve Nusaybin’i birbirine bağlayan kara yolu üzerinde konumlanan Beyazsu’yun kaynağı plato ve tepelerden geliyor. Yöresel lezzetlerin sunulduğu, ezgileriyle geleneklerin yaşatıldığı ve su üzerindeki sedir koltuklarında oturan ziyaretçileriyle kozmopolit yapıyı geleneksel stiliyle buluşturan bir durak sözünü ettiğimiz. Konsepte ayak uyduran ziyaretçiler, hafif serinlikteki suyun içinde ayaklarını dinlendirmeye, çayda gezintiye çıkan ördekleri izlemeye, doyamıyor.

Paylaşmak için lütfen aşağıdaki ikonlara tıklayınız: